Hızla akıp giden zamanla birlikte, değişen bir çok kavramın başında şüphesiz web gelmektedir. İnternetin doğuşundan sonra yavaş yavaş ne işe yaradığı, ne için kullanıldığı anlaşılmaya çalışılırken birileri bu çağı Web 1.0 olarak isimlendirmiştir. Bu çağda belirli internet sitelerinin mevcut olması, ihtiyacımız olduğunda bu sitelere girip işimizi görüp ve çıkmamız yeterliydi. Web 1.0 ‘da insan faktörü internet içerisinde önemli bir rol oynamıyordu. İnsanların merakı, gelişen web teknolojileri, ihtiyaçlar ve düşünceler bu kalıbı kırarak yeni bir olgu oluşturdu: Web 2.0. Bu olgu ile birlikte insan faktörü internet kavramı içerisinde aktif olarak rol almaya başladı ve bireyler duygu, düşünce ve fikirlerini internet sitelerine aktarabildiler. Bir çok dev isim insan faktörünün aktif olarak rol almasıyla şahlandı adeta yeniden doğdu. Sık sık dilimizden düşürmediğimiz facebook, twitter, friendfeed, blogger gibi içeriklerini insanların oluşturduğu siteler web 2.0 çağı için birer örnek oldu. Şimdilerde ismini yavaş yavaş duymaya başladığımız yeni bir kelime var: Web 3.0
Nedir bu web 3.0
Web 3.0 olarak nitelendirdiğimiz, serinin devamı niteliğinde olan bu kavram aslında BİZİZ. Yani insanlar. Bu düşünceden yola çıkarak bizi içerisinde barındıran bir olgudan bahsediyoruz. Dilerseniz yaklaşan web 3.0 çağını daha iyi anlayabilmemiz için örnekler verelim:
İlk örneğimiz yakın zamanda kullanmaya başlayacağımız, üzerinde çok şey yazılıp çizilen Google Wave . Google Wave bir insanın sık sık gerçekleştirdiği (mail kontrolü, haber okumak, blog yazmak, yorum yazmak, video izlemek vb) eylemleri bir bulut altında toplayarak bizlere sunması diye açıklayabiliriz. Durum böyle olunca tek ekrandan bir çok noktaya sıçrama yapabileceğiz. Google wave kullanarak arkadaşınızın blog sayfasında ki yeni başlığa kolaylıkla yorum yapabileceksiniz. Bu işlemler bize bir çok noktada inanılmaz faydalar sağlayacaktır.
Arama motorları sizin ne arayacağınızı bilecek!
Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim. Biraz daha açacak olursak. Yapmış olduğunuz aramaların, gelecek aramalara katkısı şuan yok denecek kadar az. Ama web 3.0 çağında her aramanız bir sonra ki aramanıza eşlik edecek, bağlantılı olacaktır. Arama motorları neden o an neden kullanıldığını anlayacak ve bu konuda size yardımcı olacaktır desek abartmış olmayız değil mi?
Arkadaşınızla kafeterya’da oturuyorsunuz. Bol köpüklü kahveyle birlikte hoş bir sohbet içerisindesiniz. Tam bu sırada telefonunuza ya da bilgisayarınıza bir mesaj geliyor ve şuan sizinle aynı kafede olan arkadaşlarınız facebook, twitter, friendfeed vb ağlardan size ulaştırılıyor. İşte buna web 3.0 denir. Web ‘in insan hayatıyla birleştirilmesi. Bir gün yaşanacağını bilmek mutluluk verici öyle değil mi?
İnternetten alış-veriş yapmayanımız yoktur. Özellikle ben ihtiyacım olan bir çok şeyi internetten alıyorum. Hem zahmetsizce oluyor hemde zaman+para+enerji tasarrufu sağlamış oluyorum. Peki web 3.0 da alış-veriş nasıl bir boyut kazanacak sizce? Web 3.0 kavramıyla internetten alış-veriş daha da farklı bir modele bürünecek. Daha önce almış olduğunuz bir ayakkabı bir sonra ki ayakkabı seçiminizde aktif rol oynayacak ve siz ayakkabılara bakarken daha önce ki ayakkabınızın renk, model ve desenleri ön plana cıkartacak diğer ayakkabıları göreceksiniz. Kimbilir belkide sizinle birebir uyuşan bir modeliniz o alış-veriş sitesinde olacaktır ve aldığınız elbiseyi üzerinde deneyebileceksinizdir. Çok mu abarttım 🙂
Verdiğim bu örnekler web 3.0 mantığını az da olsa anlamanız içindi. Gelelim asıl konumuza.
SEO ve web 3.0
Title, keywords, description, htaccess, etiketler, backlink, sandbox, ban, özgün içerik gibi terimler SEO için çok sık duyulan ve kullanılan kelimelerdir. Ancak web 3.0 da olay biraz daha farklı olacak ve web sayfaları sadece sayfa olarak değil sayfa içerisinde yer alan kelime ve cümleler olarak ayrı bir anlam ve boyut kazanacaktır. Arama motorları sayfa içerisiden bulunan cümlelerin nelerden bahsettiğini anlayabilecek, özne, yüklem, sıfat gibi değerleri çok daha iyi bir şekilde analiz edecektir.
Web 3.0 da kopyala/yapıştır ile bir site ilk sıralara yükselemeyecek. Özgün içerik şimdi nasıl tahtını koruyorsa web 3.0 da daha bi önem kazanacaktır. Mantık sınırlarını biraz zorlamamız gerekirse karşımızda sadece bir robot değil bizi ve istediklerimizi anlamaya çalışan bir yapının olduğunu düşünsek iyi olur.
Özellikle yazılımcılar RDF, RDF-S,OWL ve SPARQL dillerine hakim olmaya çalışacaklardır. Bu diller metinleri veya yazı parçacıklarını anlamlandırmaya yaramaktadır. Yani Özne, yüklem, nesne diye ayırt ederler. Gerçi bu RDF’in mantığıdır zaten. OWL daha anlaşılır olmasından RDF yerine şu son zamanlarda rabet görmektedir. SPARQL ise SQL’den biraz daha esnek olarak tasarlanmıştır. Bir sorgulama dilidir. Şuan da W3.org RDF uyumluğunu denetleyebilecek bir kontrol servisi sunmaktadır. Yani RDF sayfalarınızı w3.org üzerinden standardizasyonunu kontrol edebilirsiniz. Bu dilleri öğrenmek için eminim hepinizde bir heves uyanmıştır. Şimdiden yol alıyım. 2010’a kadar uzmanlaşırım ama maalesef internet üzerinde bu diller ile ilgili pek Türkçe kaynak bulamazsınız. Pek değil ben şimdiye kadar rastlamadım desem yeridir.
Sonuç
Hergün yığınla veri girişi olan bir dünyayı daha kullanılabilir yapacak olan bu kavramı şimdiden anlamaya çalışmak rakiplerimiz için bir adım önde olmak demek olacaktır ki bu da bizlere faydası sayılamayacak kadar artı değer katmış olacaktır. Son söz: Gelecek web 3.0 ‘da!